Pazar günü gökyüzü karanlıktı, güneş yalnızca ara sıra kendini gösteriyordu. Ancak Philippe-Chatrier kortunun üzerindeki çatı açıldığında ve Rafael Nadal sahaya adım attığında, bu kez son kez ve ilk kez rakip olarak değil, tribünlerde gözyaşları sel oldu.
Efsanevi İspanyol raket, kariyerinin en özel anlarından birini yaşarken yaptığı duygusal konuşmada, ilk antrenörü ve aynı zamanda amcası Toni Nadal’a, ailesine ve kendisini yıllarca destekleyen taraftarlarına teşekkür etti. Nadal, “Bu kort kariyerimin en önemli sahnesi oldu,” diyerek Roland Garros’a olan bağlılığını yineledi.
22 Grand Slam şampiyonu olan Nadal, konuşması sırasında sık sık boğazını temizlemek ve gözyaşlarını silmek zorunda kaldı. Ona bu anlamlı günde kortta üç büyük rakibi eşlik etti: Roger Federer, Novak Djokovic ve Andy Murray. Tribünlerdeki sessizlik ve duygusallık, bu anın ne kadar özel olduğunu gözler önüne serdi.
Nadal, “Novak’ı henüz tam tanımıyorsunuz, Andy’i muhtemelen artık tanıyorsunuz. Roger’la ise bu konuyu birkaç kez konuşmuştuk,” dedi. “Rakip olarak karşılaştığımızda hissettiğimiz tüm o stres, baskı, garip duygular… Kariyeriniz bittiğinde her şey bambaşka bir hale geliyor.”
Sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonuçta hepimiz hayallerimizi gerçekleştirdik. Muhteşem rekabetler inşa ettik. Dünyaya gösterdik ki en büyük mücadeleleri verirken bile birbirimize saygılı olabilir ve iyi birer dost olarak kalabiliriz.”
Nadal’ın kort kenarındaki ayak izi, bir veda sembolü olarak sergilenmeye başlandı. Bu anı izleyenlerin gözünde yaş kalmadı. Ne tribünlerde, ne rakiplerinde, ne de Rafael Nadal’ın kendisinde…
Bu duygusal veda, tenis dünyasının unutulmaz sayfalarından biri olarak tarihe geçti. Rafael Nadal, sadece Roland Garros’un değil, spor tarihinin de en büyük efsanelerinden biri olarak korttan ayrıldı.