Benim futbolcuma…
Benim teknik direktörüme …
Benim Kulüp yöneticime …
Bu camianın geçmişini ve Samsunsporumuzun büyüklüğünü saydıklarıma birileri hatırlatsın..
Üzülüyorum İsmail Başkana, üzülüyorum cebinde bir lirası olmadan işini bırakıp yollara dökülen taraftara, üzülüyorum içimizdeki İrlandalıların gevrek gevrek tavırları karşısında Samsun caddelerinde ve gurbet ellerde başı yerde gezenlere…
Gelelim yönetim kısmına… Öncelikle Ismail başkanımı ayrı tutuyor sonuna kadar yanınızdayız başkanım derken…
Amaaa…. Başkanımın yanındaki yöneticide önce Samsunsporlu olacak, benim taraftarım gibi içi yanacak. Samsunspor tutanın başka takımı olmaz ama benim yöneticinin gönlünde yatan takımın yanında başka takımları Samsunspor değil, Menfaatsporla bam başka gönüllerindeki… İçi yanarak haykıran bir Samsunsporluya boş konuşuyor sus konuşma boş konuşuyor diyerek hadsizlik yapma bir kere haddini bil. Haaa… dersiiiin çünkü senin için yanmadı… çünkü sen Samsunsporlu değilsin.. Sadece üzüldün… çünkü Samsunspor kazandığında sen ve senin gibi bazılarının o kulüpteki gereksizliğini kimse hatırlamıyor. Dolayısıyla sezon sonu kaderimiz ne olursa olsun, o kalburu sezon sonu iyi sallayıp gereksizlerin de kalbur üzerinde tutulamayacağını sanıyorum .
İç sahada oynadığımız Niğde A.F. takımı maçından sonra oynayacağımız final niteliği taşıyan lider Keçiören maçına tam on gün varken , böylesi maç öncesi neden Ankara Kızılcahamam kampı düşünülmedi. Takım şehirden uzaklaştırılıp neden tamamen bu maça konsantre edilmedi. Ismail başkanın kafası yoğun, aklına gelmeyebilir… Peki bir yönetici çıkıp bu öneriyi yaptı mı acaba. Bu süreçte futbolcuların okul okul gezdirilmesi ne kadar doğruydu. Kadro değeri yüksek bir takım kurmak demek, üst liglerin havasıyla gezmek anlamına gelmez. Önemli olan bu ligin takımlarını yenmek taraftarına şampiyonluk yaşatmak.
İsmet hocayı geldiğinde, yaptığı oyuncu değişikliklerinde hamlelerinde hep takdir ettik. Bu maça gelince, iyi başladık önde basınca rakip istediği oyunu kuramadı. Erken gölü de bulunca artık ipler tamamen senin eline geçti. Sarı kartı olan Oğuz’u oyundan alıp hiç bir varlık gösteremeyen Yılmaz Özeren’i oyuna sürünce, rakip üzerimize daha çok geldi daha çok pozisyona girdi. Birde geri yaslanınca gol adeta geliyorum dedi. Kısacası İsmet hocam bugün sınıfta kaldı. Sürdüğü kadro tartışılırken değişiklik ve hamleleri saç baş yoldurdu. Ilk yarı göz dolduran golüde atan Kubilay ikinci yarı bizi şaşırttı.
Bu taraftar size yine sahip çıkacak elinden geleni yapacak lütfen sizde elinizi vicdanınıza koyunuz ve artık bu taraftarı son dakika golü misali sevindirin. Herkes üzerine düşeni yapsın. Bir fırsatımız vardı biz değerlendiremedik.. Kendi göbeğini kendi kesemeyen başkasının eline bakar. Neyse başka Samsunspor yok ama final maçları daha kolay olacak diyen Ismet hoca ne yazık ki bugün sınıfta kaldı.
Sevgiyle kalın…